Çok severim beyefendiyi, kişiliği de bu tablo kadar ilgi
çekicidir bana sorarsan. Bu tablo çizilirken 63 yaşında, aslında yaşlı olmasına
rağmen ressam Hyacinthe Rigaud’dan rica etmiştir ve dans etmeyi çok seven
kişiliğine uygun olması adına bacaklarını adeta genç bir dansçınınki gibi
çizmesini istemiştir. Topuklu ayakkabılarının dönemdeki yeri ile beraber hem
dansı seven bu kralın tutkusuna uyan hem de onun halktan daha yüksekte olduğunu
sembolize eden bir unsurdur. Bunun yanı sıra kafasındaki peruk tam olarak 7
kilo. Öldüğünde omuriliğinde kırıklar bulunmuş bu muhteşem peruktan
dolayı.
Öncelikle
dekordan başlamak gerekirse, arkadaki kolon kralın güçlü duruşunu ve sarayının
ihtişamlı mimarisini sembolize ediyor. Kolonun altındaki figürde görünen bayan
ise ("Bas-Relief”) Thémis, adalet tanrıçası, bir kılıç ve bir terazi
tutarak, kralın söz sahibi olduğunu hatırlatmakta. Arka sağdaki tahtı, gücü
temsil ediyor. Ayaklarının altında bulunan basamak (“Estrade”) tahtın ve kralın
gücünün herkesin bulunduğu seviyeden daha üstte olduğunu anlatmak için
var.
Renklere
gelecek olursak,
Mavi: 11. Yüzyıldan o yana inanç/saflık/Meryem’i sembolize
etmiştir.
Beyaz: Monarşiyle birlikte ışığın ve temizliğin sadece
kraliyet üzerinde bulunduğunu anlatmakta.
Altın: tahmin edileceği gibi zenginliktir.
Kırmızı: tablonun en sevdiğim unsurlarından biridir. Aslında
o zamanlarda “Pourpre” denilen bu özel renk kırmızı denilip geçilememeli. Antik
çağdan o yana gücü/kanı temsil eden bu renk Fransa dışından (Kuzey Afrika veya
belli Avrupa ülkelerinden) dönem için elde edilmesi oldukça pahalı olan bir
renktir ve en çok kraliyet tarafından kullanılmıştır. Perdelerdeki yoğun
kullanımı bu pahalı rengi yoğun kullanmaktan çekinmemiş bir kraliyeti
gösterir.
Sembollere gelelim,
Kralın sağında duran kılıç adalet adına sadık olanı/kiliseyi
korumanın sembolüdür. Kılıcın adı "Joyeuse" (Fransa’nın ilk kralı
Charlemagne da bu kılıcı kullanmıştır.)
Kralın solunda bulunan el, ("La main de la justice”)
altın ve fildişinden yapılmış, kraliyetin adaletini ve kralın rahmetini
simgeliyor. Detaylı olarak parmakların şekli ise, işaret parmağı doğru yol ve
hayırseverliği, içe kıvrılmış iki parmak dini inanç ve tövbekarlık, başparmak
ise tanrıyı/dini temsil ediyor.
Bu elin yanındaki taç ise kralın imparatorluğunun tanrı
tarafından geldiğini anlatıyor, halkın ise bu tacın izinde olmasını
bekliyor.
Yine solda, asa gibi olana fransızlar "sceptre"
diyor, İncil piskoposları gibi, kralın bir görevinin de halkını tanrı yolunda
götürmesi olduğunu hatırlatıyor.
Mavi kumaşın üzerinde görülen küçük çiçek ise bu semboller
arasından sevdiklerimden. Bu çiçekler “Fleur de lys” (⚜) tanrının gücünü sembolize etmekle
kalmayıp aynı zamanda günümüze kadar Fransız kraliyetini sembolize
etmiştir.
Louis XIV’ün boynuna gelecek olursak, aşırı yemek yemesinin
yarattığı gıdısını kapatan fırfırlı yaka aksesuarının yanında altın kolyesi ve
"kutsal ruh haç"’ı prestijli bir şövalye ve inancının göstergesidir.
Bu sembollerin her biri kutsanmış olan kralın esaslarını
belli etmesi içindir.
Kıyafetlerinde gördüğümüz kürk mantosu beyaz rengin ve fleur
de lys'in sembolize ettiği monarşi ile birlikte o dönemde çok az rastlanan, zor
avlanan ve kürkü akıl almaz değerde olan “kakım” (hermine) hayvanındandır.
Fiyatını düşündüren bu yoğun kürklü manto bu nedenle zenginliği tekrar
hatırlatır.
Eldivenler ise kralın işlerinin saflığını/temizliğini
simgelemek içindir.
Son olarak tablonun bilgileri ise:
Tablonun adı: Louis XIV en Costume de Sacre (kutsama töreni
adına yapılan bir tablo olmasından dolayı "Louis XVI Kutsanma
Kostümünde")
Ressam: Hyacinthe Rigaud
Yıl: 1701
Bulunduğu müze: Louvre (Paris)
Boyut: 2.77m uzunluğunda, 1.92m genişliğinde (oldukça büyük,
tepeden tırnağa bir portre)
No comments:
Post a Comment